22 Ocak 2016 Cuma

Kısaca Obezite

Miğde Tüpü

En az diğer komplike cerrahi yöntemler kadar etkili ama yapılışı diğerlerinden daha kolay ve daha az sorunlu olduğu için son zamanlarda zayıflama ameliyatlarında en sık kullandığımız yöntemlerden biridir. Bu yönyemde midenin %80-90 kadarı çıkartılarak mide bir tüp haline getirilir. Bu ameliyat da laparoskopik (kapalı) yöntemler 1-2 saatlik bir sürede yapılır. Hastanede yatış süresi ise 2-3 gündür. Ameliyat sonrasında hastalar 2 hafta sıvı, daha sonraki 2 hafta da yumuşak gıdalar tükettikten sonra katı (normal) gıdaya geçebilirler. Vitamin takviyeleri gerekebilir.
Midenin fundus dediğimiz bölgesinden salınan Ghrelin hormonunun şişmanlıktan sorumlu olduğu düşünülmektedir. Bu hormon kişinin açlık hissini kontrol eder. Bu ameliyat yönteminde midenin fundus bölgesi tamamen çıkartılarak kişinin iştahının azalması da zayıflamasına yardımcı olur.
Bu ameliyat sonrasında kişiler 6 ay- 1yıl içinde gazla kilolarının ortalama %80 kadırını kaybederler. 1 yıl içinde de uyku apneleri ve diyabet gibi aşırı kilolara bağlı sorunlarından kurtulurlar. Tabii ki bu ameliyattan sonra kişiler gıdalarını iyice çiğneyip, küçük porsiyonlar halinde tüketmeye dikkat etmeleri gerekir. Egzersizi unutmamak önemlidir. Verilen kiloları tekrar almamak için bal, dondurma gibi yüksek kalorili sıvı gıdaları da bol miktarda tüketmekten kaçınmalıdırlar.
Tüm zayıflama ameliyatlarında olduğu gibi bu ameliyatın da dikiş hattında açıklık olasılığının (diğer ameliyatlara göre daha düşüktür) olması gibi bir sorunu vardır. Ancak, gastrik band ameliyatı gibi vücutta yabancı cisim bırakılmadığı gibi, diğer ameliyatlardaki gibi ince barsaklar ile ilgili bir işlem yapılmadığı için emilim ve vitamin yetersizliği de oldukça az olur.

Mide Kelepçesi (ayarlanabilir mide bandı)

Laparoskopik (kapalı) ameliyatların günlük kullanımının yaygınlaşmasıyla beraber bu yöntem 15 yıl önce zayıflama ameliyatlarında da kullanılmaya başlandı. Şekilde de görüldüğü gibi yemek borusunun mideye giriş yerinin hemen altında mideyi bir kelepçe gibi sıkıştırdığından halk arasında “mide kelepçesi” diye anılmaktadır.
Bu yöntem de mideye gıda alınımı kısıtlayarak çalışır. Ancak iştah azalmadığı için insanlar gıda almanın bir yolunu bulmaya çalışırlar; dondurma veya bal gibi sulu ancak kalorisi bol gıda tüketirler. Medyada çıkan sansasyonel haberlere karşın, deneyimli ellerde komplikasyon ve ölüm oranı diğer cerrahi tedavilere göre daha düşüktür. İstendiği zaman çıkartılma ve vücutta kalıcı değişiklik yapmaması avantajlı görülse de uzun dönem başarı oranları düşüktür. Yani kelepçe kaldığı halde bile kişiler kelepçeyi kandıracak yüksek kalorili gıdaları tüketerek yeniden kilo almaya başlayabilirler. Bir başka sorun da kelepçenin uzun dönemde %30-40 oranında sorunlara yol açarak çıkartılma gereği doğabilir.

Tıbbi Diyet Dışı Yöntemler

Mide Balonu
Kilo vermeye yardımcı en basit yöntem mide balon uygulamasıdır. Bu yöntemde mide içine endoskop yardımıyla, mide içinde sıvı veya hava doldurulan bir balon yerleştirilir. Hafif bir anestezi altında hastanın midesine bu balon yerleştirilir. Bu işlem 15-20 dakika sürer. Böylece midenin gıda alma kapasitesi düşürülür ve çabuk doyma sağlanır. Basit ve oldukça düşük riskli bir yöntem olmasına karşın, bu yöntemin de başarı oranı düşüktür. Bu yöntemle hastalar birkaç ayda 7-8 kilo verebilirler. Ancak bu balon vücutta 6 ay, en fazla 1 yıl kalabilir ve yine endoskopik yolla 5-6 dakika içinde balon çıkartılır. Basit uygulanması ve vücutta kalıcı bir değişiklik olmaması yöntemin avantajı olmakta birlikte, balon çıkartıldıktan sonra hasta yaşam şeklini değiştirmez ve diyetine devam etmezse verilen kilolar geri alınabilir. Ancak 6 ay-1 yıllık kullanım süresi içinde kişiler nasıl yemek yemeleri gerektiği konusunda deneyerek eğitim almış olurlar.
Günümüzde yavaş yavaş popülaritesini kaybeden bu yöntem ya ameliyat olamayacak kadar riskli hastalarda ya da süper obez kişilerde temel morbid obezite cerrahisine hazırlık olarak kullanılmaktadır. VKİ’i 30-40kg/m2 olan kişiler için ideal olabilir. Yine de A.B.D.de yılda 10bin kişiden fazla insan bu yöntemle zayıflamaya çalışmaktadır.

Obezite Tedavisi

Kalori alımının kısıtlanması ve günlük aktivitenin artırılması şeklinde özetlenebilecek yaşam şeklinin değiştirilmesi obezite tedavisinin temelini oluşturmaktaysa da bunu uygulamak ve kalıcı hale getirmek çok kolay değildir. Diyetle ve egzersiz ile kilo vermek daha sağlıklı olmakla beraber, insan sabrını zorlayacak derecede yavaş olmakta ve kalıcı olarak yaşam felsefesi değişmediği takdirde hızla yeniden kilo almaya dönüşmektedir. Bu çabalar çoğu zaman etkisiz kalmaktadır. İsveç’te yapılan bir çalışmada zayıflamanın bir zamanlar klasik olarak temel direkleri olarak kabul edilen DİYET – EGZERSİZ – DESTEK TEDAVİSİ üçlüsünün uzun dönem başarı oranının %2’ler civarında olduğu gösterildi.
Zayıflama için kullanılan ilaçların da aslında çok zararlı yan etkileri olmasıyla birlikte, başarı oranı da ancak %10’lar civarındadır. Her ne olursa olsun tıbbi tedavi mutlaka endokrin veya metabolizma uzmanı ya da bu konuda deneyimli bir iç hastalıkları hekimi yanında diyetisyen ve psikolog desteğiyle yapılması gerekmektedir. Bütün bu şartlara rağmen mutlaka en az 6 ay tıbbi tedaviye şans tanınmalıdır. Böylece %2-3’lük şanslı grup tıbbi tedaviyle bu hastalıktan kurtulacaktır. Zayıflayamayanlar da hem gönül rahatlığıyla başka yöntemler arayacaklar, hem de kaybettikleri kilolar diğer yöntemlerin riskini azaltacaktır.

Morbit Obezite Nedir

İngilizce Morbidity, kelimesine denk gelen Morbid’in asıl kökeni ”Morbidus” olan hastalıklı, sağlıksız anlamına gelen Latince bir kelimeden gelmektedir. Morbid Obezite, hastalıklara neden olacak şekilde aşırı kilolu olma manasında kullanılan bir terimdir. Morbid obezite muhakkak tedavi edilmesi şart olan, çok mühim bir sağlık problemidir. Bunun nedeni ise, Morbid Obezite hayati risk oluşturmasının yanı sıra neden olduğu hastalıklar bakımından ciddi ve ağır sorunlara neden olabilmesidir. Bu bağlamda obezite veya obezite hastalığı ne anlama gelmektedir, sorusunun yanıtı kesin olarak ”Morbid Obezite” olarak akıllara gelmelidir. Morbid Obezite, herhangi bir farklı hastalığa sahip olma durumu olmasa dahi, başlı başına kendisinin önemli bir sağlık problemi olması sebebiyle, obezite hastalığının kendisidir. Obezite hastalığı, morbid obezitedir; morbid obezite ise obezite hastalığıdır.

Obezite Nasıl Saptanır

Dünya Sağlık Örgütü’nün obezite sınıflandırması esas alınarak obeziteyi belirlemek için yaygın olarak Beden Kitle İndeksi (BKİ) kullanılmaktadır. BKİ, bireyin vücut ağırlığının (kg), boy uzunluğunun (m cinsinden) karesine (BKI=kg/m2) bölünmesiyle elde edilen bir değerdir. BKİ boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının tahmin edilmesinde kullanılmakta, vücutta yağ dağılımı hakkında bilgi vermemektedir.
SınıflandırmaBKİ (kg/m2)
 Temel kesişim noktalarıGeliştirilmiş kesişim noktaları
Zayıf (düşük ağırlıklı)<18.50<18.50
Aşırı düzeyde zayıflık<16.00<16.00
Orta düzeyde zayıflık16.00 - 16.9916.00 - 16.99
Hafif düzeyde zayıflık17.00 - 18.4917.00 - 18.49
Normal18.50 - 24.9918.50 - 22.99
23.00 - 24.99
Toplu, hafif şişman, fazla kilolu> 25.00> 25.00
Şişmanlık öncesi (Pre-obez)25.00 - 29.9925.00 - 27.49
27.50 - 29.99
  Şişman (Obez)> 30.00> 30.00
 Şişman I. Derece30.00 - 34-9930.00 - 32.49
32.50 - 34.99
 Şişman II. Derece35.00 - 39.9935.00 - 37.49
37.50 - 39.99
 Şişman III. Derece> 40.00> 40.00

Obezite

Obezite, bünyede aşırı oranda yağ birikmesi durumu olarak kısaca tanımlanabilir. Tıbbi açıdan bakıldığında ise ”obezite nedir?” sorusundan çok, ”obezite hastalığı nedir?” diye sormak daha doğru olacaktır. Obezite hastalığı; genetik, ailevi veyahut çevresel etkilerin birçoğu ile doğrudan ilişkili olan bir sorundur. Obezite hastalığındaki en önemli ve ön plandaki sorun ise, obezite hastalığının ilerledikçe çok farklı başka hastalıklara sebep olabilmesidir. Buna neden olan ise vücuttaki normal olmayan yağ birikimidir. Esasen bakılırsa obezite, şeker hastalığına, yüksek tansiyona, kalp krizi riskine, ağır uyku apnelerine, inme sebebiyle felç olma tehlikesine ve damar tıkanıklığına sahip olmak demektir. Obezite hastalığı, 21. yüzyılın kronik hastalıklara ve ölüme neden olan en önemli küresel sağlık sorunları arasındadır.